kedi - Flipbook - Page 28
İzmir Festivali benim
için dönüm noktası
Geçtiğimiz yıl İzmir Kısa Film
Festivali’nde ilki düzenlenen İzmir
Film Lab proje geliştirme
bölümünde mansiyon ödülü alan
ve finalistler arasında en genç
yönetmen olan İlayda İşeri projesi
Oyunbozan’ı hayata geçirdi.
n merhaba İlayda, sohbetimize hoş
geldin. çok genç bir sinemacısın. 2003
doğumlusun. Bize biraz kendinden
bahseder misin? Ne okuyorsun, film
dünyasına nasıl girdin?
merhaba, hoş bulduk. boğaziçi
Üniversitesi felsefe ve fizik bölümlerinde ikinci
sınıfta okuyorum. aynı zamanda mithat alam
Film merkezi’nin aktif öğrencisiyim. Sinema
tutkum küçük yaşlarda başladı diyebilirim. 8
yaşındayken amcam bana bir iPad hediye
etmişti. ben de müzik videoları, fantastik,
komedi, korku filmi fragmanları çekerek kurgu
yapmayı öğrendim. Sinemanın bir sanat dalı
olduğunu, edebiyat ve felsefeden nasıl
beslendiğini ortaokuldayken dünya
sinemasından filmler izleyerek keşfettim. Koç
Lisesinde Ib programı kapsamında ileri seviye
film dersleri aldım. Kendi filmlerimin yanı sıra
arkadaşlarımın da film müziklerini bestelemeye
başladım. ayrıca lisedeyken, 2020 ve 2021
yıllarında iki kısa belgesel yaptım, Kozan ve
Çeşme. Kozan, San Francisco Film festivaline
seçildi. Çeşme, yurt içi ve yurt dışında çeşitli
festival seçkilerine girdi, ödüller aldı. Şu sıralar
ilk kısa kurmaca filmim Oyunbozan üzerinde
çalışıyorum. Çekimleri tamamladık, postprodüksiyon aşaması tamamlanmak üzere.
n Felsefe ve fizik! Bu iki disiplin, seni
ve hikayelerini bir sinemacı olarak nasıl
besliyor ve destekliyor dersin?
Üniversiteye henüz yeni başladım, iki
disiplini de çok seviyorum ve öğrenmeye
çalışıyorum. bence bütün sanat dallarında
sanatçının felsefi sorulara kafa yorması, felsefi
okumalar yapması üretilen eserlere anlam ve
derinlik kazandırıyor. Felsefe, sosyal bilimlerin
temelini oluşturduğundan temelim sağlam
olursa üzerine değerli düşünceler inşa
edebileceğime inanıyorum. Fizik çalışıyor
olmanın ise bana en büyük katkısı analitik
yönümü keskin tutması, sayısal ve teknik
dünyadan kopmadan ilerlememe olanak
tanıması. Sinemanın, sanatın yanında zanaat
tarafı da var. Dijital teknolojilerin bu denli
baskın olduğu bir alanda teknik yetkinlik ve
uygulamalara hâkim olmak bence önemli.
rÖP
OrTa
J
Se d
ÖzaL a
Ta
n Belgeselden kurmacaya geçiş nasıl
oldu? Belgesellerin de bir kurgu
çerçevesinde ele alındığını göz önünde
bulundurarak, belgesel geçmişin, kurmaca
türüne nasıl bir katkı sağladı?
aslında en başta belgesel diye yola
çıkmadım, kendi kendine gelişti. İlk kısa
belgeselimi daha çok pratik yapmak ve film
yapım sürecini öğrenmek için çekmek istedim.
Kamera kullanımı, görüntü oluşturma,
pozlandırma, kurgu, müzik, festival başvuruları
gibi birçok konuyu öğrendim ve önemli
deneyimler edindim. açıkçası, belgeseli
kurmacaya kıyasla daha kolay hayata geçiririm
diye düşünmüştüm. Özellikle benim yapmaya
çalıştığım gibi cinéma vérité tarzında belgesel
çekiyorsanız özel ekipmanlara, ışığa, önceden
yazılmış net bir senaryoya ihtiyacınız çok
olmuyor. bu nedenle hikâyenin çatısı kurguda
oluşuyor denilebilir, en azından benim
belgesellerim için böyleydi. Çekilmiş
materyaller üzerinden bir hikâye ortaya
çıkarmaya çalıştım ve sahne geçişlerine,
bağlantılarına özellikle dikkat ettim.
Oyunbozan’ın hazırlık aşamasında ve çekim
sürecinde de aklımda hep kurgu vardı.
Sahneler bir öncekinden sonrakine nasıl
görüntüler ve sesler ile bağlanacak, bunlara
önem verdim. Planları buna göre belirledim.
n Ben geçen yıl senin İzmir kısa Film
Festivali İzmir Film Works pitching’ini
dinlemiştim. Destek kazananlardan filmi
hayata geçiren henüz bir sen varsın
N
sanırsam İzmir kısa Film Festivali’ni nasıl
buldun? Deneyimlerini dinleyelim biraz.
İzmir Kısa Film Festivali olmasaydı
Oyunbozan ortaya bu denli erken çıkmazdı,
bunu çok net söyleyebilirim. Senaryo ile
İzmir’den önce başka yarışmalara da
başvurmuştum ama olumlu dönüş
alamamıştım. İzmir’den sonra proje; Kültür
bakanlığı, TrT, akbank Kısa Film Festivali de
dahil olmak üzere birçok kurumdan destek
aldı. İzmir Kısa Film Festivalinin ödül töreninde
tanıştığımız burak bey filme destek sözü verdi
ve başlayacağımızı haber verdiğimizde
sözünü hemen yerine getirdi. Onun nakit
desteği olmasa sete giremezdik. bu yüzden
Kasım 2021’de gerçekleşen İzmir Festivali
benim için tam anlamıyla dönüm noktası oldu.
en önemlisi yapımcım Fehmi Öztürk ile İzmir
Film Works pitching sırasında tanıştım. ben
sunumumu yaptıktan sonra Fehmi hikâyeye
ısındığını ve bana destek olmak istediğini
söyledi. Fehmi olmasa bu film kim bilir ne
zaman çekilebilirdi. Tanıdığım en yaratıcı,
esprili, pozitif enerji ve iyilik dolu insanlardan
biri. bu filmle ilgili hayallerimi gerçekleştirmem
için canını dişine takıp çalıştı, ödüllü bir kısa
film yönetmeni ve sektör profesyoneli olarak
deneyimlerini ve elindeki bütün imkanları
seferber etti, networkünü açtı. Sonrasında
Fehmi aracılığıyla Nefes Polat ile tanıştım. O
da Fehmi gibi son derece iyi niyetle bana
karşılıksız destek verdi, tecrübeli bir yapımcı
olarak bütün bildiklerini paylaştı. İzmir’de Film